İlk terlikler 1400′lerde Avrupa’da giyilmeye başlanan topuksuz, yanları açık ayakkabılardı. 1900′lere gelindiğinde Osmanlı saray mensupları da uzun topuklu terlikler giymeye başlamıştı.
Terlik satışları temmuz ve ağustos aylarında ortalama yüzde 20 artıyor. Türkiye’de terlik pazarının büyüklüğü, kayıtdışı üretim de dahil edildiğinde yaklaşık 470 milyon ABD dolarına ulaşıyor.
Türkiye'de bazı yörelerde başa giyilen kıyafetlere de terlik denmektedir.
Amerika’da bir firma “fenerli terlik” üretti. Gece vakti uyku sersemi tuvalete kalkanlar için tasarlanan terliklerin ön, orta bölümlerinde fenerler bulunuyor; ayağa geçirilir geçirilmez yanıyor ve yaklaşık 25 adımlık bir mesafeyi aydınlatıyor. Ayaklarını sağa sola çarpıp incitenler için “araba modelleri” de mevcut.
Çin’de üretilen “ısınan peluş terlikler”in USB giriş kablosu bulunuyor ve bilgisayara takıldığında 5 voltluk gerilimle üşüyen ayakları hemen ısıtıyor. Ayağa bir şey giyilmemiş izlenimi uyandıran “çıplak terliklerin” özelliği ise tabanının ayağa yapışması.
Bir de “sallanan terlikler” var. Bu terliklerin taban kısmı gerilmiş yaya benziyor ve yukarıya doğru kıvrılan uzantısına oturulabiliyor. Dışarıdan bakıldığında sallanan koltuğa benzeyen terliklerle yürümek mümkün olmuyor tabii.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder